18 Ocak 2011 Salı

FELÂKET GETİREN ZENGİNLİK

Medine Müslümanlarından Sâlebe`nin mala, mülke karşı aşırı derece hırsı vardı. Zengin olmak istiyordu, hem de mutlaka zengin olmak! Hattâ benliğini saran bu şiddetli zengin olma arzusu, nihayet onu Resûlüllah`dan dua istemeye kadar sevketti. Bir gün huzur-ı Peygamberî`ye çıkarak:

- Yâ Resûlâllah, Allah`a dua et de zengin olayım, dedi. Allah`ın Resûlü, Sâlebe`nin bu isteğine şöyle cevap verdi:
- Şükrünü yapabildiğin az mal, şükrünü yapamadığın çok maldan hayırlıdır. Bu söz Sâlebe`ye kâfi gelmişti. Bir müddet bu îkazın mânâsı üzerinde düşünerek benliğini saran zengin olmak arzusundan birazcık olsun kurtuldu, fakat hırs onun yakasını bir türlü bırakmıyordu. Zamanla ihtirası yeniden depreştiği için tekrar müracaat etti:
- Yâ Resûlâllah, dua et de zengin olayım, dedi. Bu sefer biraz daha açık ve ağır konuşan Resûl-i Ekrem:
- Ben senin için kâfi bir örnek değil miyim? dedi ve ilâve etti:

"Allah`a yemîn ederim ki, isteseydim şu dağlar altın ve gümüş olarak arkamdan akıp geleceklerdi; fakat ben istemedim." Elinde bu kadar İlâhî kudret bulunmasına rağmen Resûlüllah`ın evinde haftalarca çorba pişmediği, ekseri günleri oruçlu bulundukları, çoğu zaman iftar sofraları birkaç hurma tanesi ile bir arpa ekmeğinden ibaret olduğu, herkesin bildiği bir hakikattı. Sâlebe bunları düşünerek bir müddet daha isteğinden vazgeçti. Zaman zaman "zengin olursam fakir fukaraya iyi yardım ederim, daha çok sevab kazanırım" diye hayal kuruyor ve Resûlüllah`a üçüncü olarak bir müracaat daha yapmayı düşünüyordu. Nihayet müracaatını yaptı da; hem de söz vererek dedi ki:

"Seni hak Peygamber olarak gönderen Allah`a yemin ederim ki, eğer beni zengin ederse, fakir fukarayı koruyacak, her hak sâhibine hakkını vereceğim." Sâlebe`nin bu kadar ısrarına karşı dayanamayan Resûlüllah:

"Yâ Rabbi, Sâlebe`yi istediği mala kavuştur," diye dua etti. Bu dua üzerine koyun olarak sürü otlatmaya başlayan Sâlebe, daha evvel bütün namazlarını Resûlüllah`ın cemaati olarak kıldığı için kendisine Cami Kuşu adı verildiği halde, bu sefer sadece öğle ve ikindiyi mescidde kılabiliyor, diğer namazlarını koyunların ardında, bâzan da kazâen îfa edebiliyordu. Kısa zamanda çoğalan, bereketlenen koyunlar, Medine yakınlarına sığmaz oldular, uzak çöllere, sulak yaylalara gitmek zarureti ile karşılaşan Sâlebe, artık öğle ve ikindi namazlarına da gelemiyor, sadece Cumaları mescidde görülüyordu. Nihayet çöldeki meşgalesi, ona Cuma namazlarını da unutturdu. Arada sırada bir, sürü ile uğradığı yolların üstünde rastladığı yolculardan "Ne var, ne yok" diye haber soruyor; sonra da koyunların ardından ıssız çöllere doğru tekrar dalıp gidiyordu. Artık umumî mes`elelerle alâkası kesilmiş, sadece şahsını ve şahsî işlerini düşünüyor, koyunlarını nerede daha iyi otlatabileceğinden başka bir şey hatırına gelmiyordu. Bir gün Resûlüllah`ın:
- Sâlebe görülmüyor, nerededir?" diye sorması üzerine:
- Koyun aldı; sinek kurtları kadar çoğaldı; buralara sığmaz olduğundan şimdi çöllerde sürüsünün ardında dolaşıyor," dediler. Resûlüllah:
- Sâlebe`ye yazık oldu, yazık!" buyurdu. İşte bu sırada zekât ve sadaka âyeti nâzil olarak, mâlî durumu düzgün olan Müslümanların geçim sıkıntısı içinde bulunan kardeşlerine yardım etmeleri emredildi. Bu âyet-i kerîmenin emrine büyük bir istekle uyan Müslümanlar, mallarının bir kısmını geçim sıkıntısı içinde yaşayan kardeşlerine seve seve verirken Sâlebe:
- Bu sizin yaptığınız düpedüz haraççılıktır," diyerek zekât toplayan memurları boş çevirdi. Haberi duyan Resûlüllah, üzülerek "Yazık oldu Sâlebe`ye!" sözünü tekrarladı. Sâlebe`nin evvelâ, "Zengin olursam her hak sâhibine hakkını vereceğim" diye yemîn edip, sonra da bu kadar değişik tavır göstermesi üerine "Berâe" sûresindeki şu âyet-i kerîme nâzil oldu: (Meâlen): "Münâfıklardan bâzıları da mal, mülk verip zengin ettiği takdirde Allah`a daha fazla bağlanıp fakir fukaraya daha çok yardım edeceklerine dair söz verdiler, ne zaman ki Allah onlara bu isteklerini ihsan eder, zengin olurlar; o zaman Allah`a verdikleri sözü unuturlar, cahillik edip fukaranın hakkını vermezler." Bu âyet-i kerîme, Sâlebe`nin münâfıklar sınıfına düştüğünü bildirmesi üzerine, akrabalarından biri şiddetli teessüre kapılarak gidip Sâlebe`ye durumu haber verdi ve fukaranın hakkını vererek kendisini münâfıklıktan hemen kurtarmasını istedi. Bunun üzerine Sâlebe, Resûlüllah Aleyhissalâtü Vesselâm`a müracaat ederek fukaranın hakkını getirdiğini söylediyse de Resûlüllah üzüntülü bir edâ ile: "Senin verdiklerini alamam artık Sâlebe... Allah Celle ve Alâ men`etti, haydi git!" diye mukabelede bulundu. Resûlüllah`ın âhirete teşrifinden sonra Hazret-i Ebû Bekir`e müracaat eden Sâlebe, sırasıyla Hazret-i Ömer ve Osman`a (R.A.) da müracaat ettiyse de: - Resûlüllah`ın almadığını biz nasıl kabûl ederiz?" diye hepsinin reddi ile karşılaştı. Hazret-i Osman (R.A.) zamanında vefat ederken Sâlebe`nin kulaklarına şu sözler geliyordu:
- Yâ Sâlebe, şükrünü edâ ettiğin az mal, şükrünü îfa edemediğin çok maldan hayırlıdır.

7 Ocak 2011 Cuma

HAYIRLI CUMALAR....

Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed.
Allah'ım! Muhammed'e ve Muhammed'in ümmetine rahmet eyle



Günlük hayatta hangi isim,kaç kere,ne için zikredilmeli?

Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et. Senden rızık istemiyoruz; (aksine) biz seni rızıklandırıyoruz. Güzel sonuç, takvâ iledir. (TAHA/132)

[Resim: 61646486ne3.png]
[Resim: 67400599pg7.png]
[Resim: 89498487hk3.png]

Celle Celalühu
Onun şanı ne yüce..

http://www.senaidemirci.biz/Gunluk-hayatta-hangi-isim-kac-kere-ne-icin-zikredilmeli--1002

4 Ocak 2011 Salı

http://cahidejibek.wordpress.com/





“Ey imân edenler! Zannın çoğundan kaçının. Şüphesiz ki, zannın bir kısmı günahtır. Birbirinin gizli hallerini araştırmayın. Birbirinizi gıyabında çekiştirmeyin. Sizden biriniz, ölen kardeşinin etini yemek ister mi? Ondan tiksinirsiniz. Allah’tan korkun. Şüphesiz ki Allah, tevbeleri çokça kabul edendir. Çok merhametlidir.”(Hucurat/12)
Es-Selamu Aleykum dostlar
Dün sizlerle paylaştığım,benim de çok etkilendiğim Gıybet yazısı aklıma parlak bir fikrin gelmesine vesile oldu.
Maalesef ki hepimiz zaman zaman gıybet denen bu hataya  düşüyoruz.Hiç yapmayan varsa,ben onun ellerinden öperim,ne mutlu ona! Konuşarak, dinleyerek,bilerek veya bilmeyerek…Komşumuzun,arkadaşımızın,kardeşimizin,sevmediklerimizin hatta sevdiklerimizin lafını edip amel defterimize kara lekeler sürüyoruz.
Ne zaman gıybetle ilgili bir sohbet,bir yazı okusak hatamızı farkediyor,bir daha yapmamaya karar veriyoruz.Genelde kısa süren bu kararlar,bir arkadaş toplantısı,komşu oturması,samimi bir telefon konuşması veya nefsimize dokunan tavırlar karşısında kolayca bozuluveriyor…
Yeni bir seneye girdik.Ne kadar ömrümüz var,sermaye ne gün biter bilmiyoruz.Şu kısa ömrümüzü ve zor elde ettiğimiz amellerimizi,onun bunun gıybetini ederek,çekiştirerek bir çırpıda heder etmek müsriflik olur elbet.
Bir alışkanlığın kazanılması için 21 gün gerekirmiş.Alışkanlıkları,kazanmak da,kaybetmek de zaman alır.
Düşündüm ki; bir kampanya başlatalım.
  • 21 gün boyunca gıybet etmeyelim,
  • Gıybet edenlere kibarca engel olalım.
  • Gıybete devam edilirse ortamı terk edelim.
  • Kendimizi tutamaz gıybet edersek,gıybetini ettiğimiz kişiden helallik dileyelim.( Ki bu çok zor bir iştir.)
21 gün süren bu kampanyanın ardından,bu süreçte neler yaşadınız,nasıl tecrübeler edindiniz, bize yorum veya cahidejibek@gmail.com adresine mail atarak kısaca anlatın.Asıl isminizi vermeyin Rumuz isimlerle katılın lütfen.Çoğumuz birbirimizi tanımadığımız için riyaya da girmez Allah’ın izniyle.
Bu yorumları derleyip bir yazı haline getireceğim inşaallah.Hayırlı bir paylaşım olacak düşüncesindeyim.
Bu tamamen kendimizi bir nebze olsun düzeltmeye yönelik bir kampanya. Bu kampanyadan elde edeceğimiz mükafatlar tamamen Allah katındadır ;) ne kazandığımızı asıl yurdumuza gidince görürüz nasıl olsa.
Yemek,elişi vs.çok paylaştık,paylaşmayada devam edeceğiz İnşaallah.Bu kampanya, asıl yapmamız gerekenlere öncelik verip ahiret azığımızı artıracağımız kampanyaların ilki olsun.
Sizleri kendiniz için hayırlı bir işe davet ediyorum. Bu konuyla ilgili  farklı önerileriniz varsa paylaşmanız faydalı olacaktır.
Bu kampanya 3-24 ocak arasında gerçekleştirilecek olup,güzel bir alışkanlık kazandırarak gıybeti tamamen terkettirmeye yöneliktir.
Hayrlarda buluşmak duasıyla…
http://cahidejibek.wordpress.com/





 Gıybet denen hastalığa son vermek için başlattığımız kampanyaya sizde katılın,sevaplarınızı başkasına verip,alemin günahını yüklenmeyin


CAHİDE DEN ALLAH RAZI OLSUN İNŞALLAH....

B U N L A R D A İ L G İ N İ Z İ Ç E K E B İ L İ R!!!!!!!!

Related Posts with Thumbnails