2 Nisan 2010 Cuma

KEDİDİLİ BİSKÜVİLİ TATLI


“Günlerinizin en değerlisi Cuma günüdür. O günde Adem yaratılmış ve o günde ruhu kabzedilmiştir. Sûra üfürme o gündür, kıyamet o gündür. O günde bana çokça salavat getirin. Zira sizin salavatınız bana arzolunur.
 


 

MALZEMELER

1 PAKET KEDİDİLİ BİSKÜVİ

BİSKÜVİLERİN  ÜZERİNİ ISLATMAK İÇİN 
1,5  SU BARDAĞI SU
YARIM SU BARDAĞI ŞEKER

KREMASI İÇİN 
2 SU BARDAĞI SÜT
2 ÇAY BARDAĞI ŞEKER
1 YUMURTA
2 ÇAY BARDAĞI UN
VANİLYA
1 TATLI KAŞIĞI MARGARİN



ÜZERİ İÇİN
2 PAKET KREM ŞANTİ
2 SU BARDAĞI SÜT


HAZIRLANIŞI
BİSKÜVİLER DİKTÖRGEN BİR KALIBA DİZİLİR.
ILIK SUDA ŞEKER ERİTİP BİSKÜVİLERİN ÜZERİNE KAŞIKLA DÖKÜLÜR.

KREMA İÇİN VANİLYA VE MARGARİN HARİÇ TÜM MALZEMELER KARIŞTIRILARAK PİŞİRİLİR.OCAKTAN ALINIP MARGARİN VE VANİLYA EKLENİP MİKSERLE İYİCE KARIŞTIRILIR. SOĞUDUKTAN SONRA BİSKÜVİLERİN ÜZERİNE KALIN BİR TABAKA HALİNDE DÖKÜLÜR.

KREMŞANTİ ÇIRPILIR VE KREMANIN ÜSTÜNE YİNE KALIN BİR TABAKA HALİNDE DÖŞENİR.
ÜZERİNE ANTEP FISTIĞI VE TARÇIN SERPİLİP BUZDOLABINDA 4 5 SAAT DİNLENDİRİLİR.
DİLİMLENEREK SERVİS EDİLİR.

AFİYET OLSUN...


HERKESE HAYIRLI CUMALAR İNŞALLAH...RABBİM HERKES HAKKINDA  İSTEDİKLERİNİN HAYIRLISINI VERSİN..


Peygamberimizin yeme içme adabı:

Allah, insanı adeta bütün varlıkların merkezine yerleştirmiş. Canlı ve cansız her şeyi onun etrafında pervane etmiş. İnsanlık aleminin merkezine de rızkı koymuş. Tüm insanları rızkın etrafında döndürüyor. İnsana verilen bunca yetki ve gösterilen bunca özenin de, rızka muhtaç yaratılıp bir ömür boyu onun peşinden koşturulmasının da temel amacı şükürdür. Şükür, muhtaç olduğumuz maddî ve manevî her türlü rızkın kimin tarafından gönderildiğini bilmek, O'na yürekten minnettarlık duymak, bunu yeri geldiğinde ifade etmek, sağladığı her türlü imkan ve enerjiyi O'nu hoşnut edecek şekilde kullanmaktır.

Bu temel ölçüyle, yeme içme adabının ana hatları ortaya çıkar. O da, istifade edeceğimiz bir nimeti, elimize aldığımız bir rızkı Allah'ın adıyla yemeye başlamak; nimete saygılı olmak, taşıdığı sanat incelikleri üzerinde tefekkür, yedikten sonra da Allah'a hamd etmektir.

İkinci önemli adabı, yeyip içtiklerimizin helalden olmasıdır. Bu da hem dinen kullanımı yasak olmaması, hem de hakkımız olmasına bağlıdır. İslamî usullerle kesilmemiş hayvan eti, domuz ve diğer yenmeyen canlılardan beslenmek ve şarap içmek yasak olanlara örnektir. Allah'ın yer yüzünde bizim için serdiği nimet sofrası gerçekten çok geniştir. Helal olanlar, yasaklardan mukayeseye gelmeyecek kadar fazladır. Yasak edilenler de, bildiğimiz ve bilemediğimiz zararlarından dolayıdır. Helal dairesi her türlü ihtiyaç ve arzumuza yetecek kadar geniştir. Harama girmeye hiç gerek yoktur. Aslında helal olmakla birlikte, başkalarının hakkı olan şeylerin, rızaları alınmadan yenilip içilmesi de haramdır.

Konunun diğer temel bir adabı da, yeyip içerken, aşırıya kaçmamaktır. Fazla kullanım gibi, gereğinden az kullanım da doğru değildir. Bu hem tıbben, hem de ahlakî açıdan uygun görülmemiştir. İbadet düşüncesiyle de olsa gereğinden az beslenmek doğru değildir. Peygamberimiz, ömür boyu her gün oruç tutmayı uygun görmemiştir. Ayrıca, midenin üçte birinin yemeğe, üçte birinin suya ayrılmasını, diğer üçte birinin ise boş bırakılmasını tavsiye etmiş, tıka basa yemeyi onaylamamıştır. İyice acıkmadan sofraya oturulmamasını, oturunca da tam olarak doymadan kalkmasını tavsiye etmiştir.

Peygamberimiz, bu konuda da bizim için güzel bir örnektir. Hadis kitaplarından öğrendiğimize göre, onun sofrası çok çeşitli yemeklerden meydana gelen zengin bir sofra değildi. Sade bir hayat yaşadığı için sofrası da sadeydi. O, yemek için yaşamaz, yaşamak için yerdi. Eve geldiğinde yemek yoksa bunu problem etmez, bazen bir iki hurma ile yetindiği olurdu.

Hz. Peygamber, günde iki kere yemek yerdi. Az yemeyi tavsiye ederdi. Haram olan yiyecek ve içecekler hâriç, diğer yiyecekleri yerdi. Sadece et veya sadece sebze yemek gibi tek yönlü beslenmezdi. Bazı yemekleri daha çok sevse de, hiçbir yemek için "sevmiyorum" ifadesini kullanmazdı. Yemek davetlerine katılırdı. Yemeğe başlamadan önce ve yemekten sonra ellerini yıkardı. Besmele ile başlar, uygun ve kısa bir dua ile bitirirdi. Sağ eliyle yerdi. Sol eliyle yiyenleri ikaz ederdi. Ortaya konulmuş yemeğin, kendi önüne gelen kısmından yerdi. Yemek yerken sağa, sola dayanmaz, yaslanarak yenilmemesini tavsiye ederdi. Yüzü koyun uzanarak yemek yemeyi yasaklardı. Yemeğin israf edilmesini menederdi. Soğan, sarımsak gibi kokusu başkalarını rahatsız eden yiyecekleri yedikten sonra toplum içine girmeyi hoş karşılamazdı. Yemeğe ve suya üflemeyi yasaklardı. Yemeğin çok sıcak yenmemesi gerektiğini söylerdi. Yemek ve su kaplarının ağzını kapatmayı tavsiye ederdi. Aile fertlerinin yemeği bir arada yemelerini tavsiye eder ve beraber yenen yemeğin bereketli olduğunu belirtirdi. Aşırıya kaçmadan konuşup sohbet ederdi.

Bu ve benzeri sünnetlerinden hareketle yeme içme adabı şöylece sayılmıştır:

1. Yemekten evvel ve sonra elini yıkamak,

2. Yemeği kendi önünden almak,

3. Sağ eliyle yemek,

4. Lokmayı ağza göre almak ve iyice çiğnedikten sonra yutmak,

5. Lokmayı yutmadıkça ikinci lokmaya el uzatmamak ağzında lokma ile konuşmamak, 6. Suyu içmeden evvel bardağa bakmak,

7. Suyu bir solukta içmemek,

8. Bardağın içine nefes vermemek,

9. Başkalarını tiksindirecek söz ve hareketten kaçınmak,

10. Başkasının lokmasına ve yediğine bakmamak,

11. Lokmayı ağzına korken kafasını tabağa doğru uzatmamak,

12. Yemekte israf etmemek, lokmasını ve aldığı yemeği bitirmek,

13. Ağzından bir şey çıkarmak gerektiğinde yüzünü sofradan çevirmek ve sol eli ile almak,

14. Dişleriyle koparmış olduğu lokmayı yemeğe batırmamak.

15. Helâlinden, temiz yemek ve Allah'a şükretmek,

16. Sofra sahibiyse, utanmamaları için herkes yeyip bitirmedikçe sofradan el çekmemek ve kalkmamak (az yiyen biriyse ağır yemeli ve yer gibi davranmalı),

17. Önce yaşça veya mevkîce büyük olanın başlaması,

18. Mecbur kalmadıkça sokaklarda yemek yememek.

Selam ve dua ile...
SORULARLA İSLAMİYET EDİTÖR DEN ALINTIDIR...



B U N L A R D A İ L G İ N İ Z İ Ç E K E B İ L İ R!!!!!!!!

Related Posts with Thumbnails